19 Mart 2013 Salı

YENİ TTK VE BAĞLILIK RAPORU


TTK gerçekten gündem olarak da yenilikler olarak da ciddi anlamda bizleri meşgul etmeye devam ediyor. Yine yasanın 199 ~ 210[1] maddelerinde açıklanan Bağlılık Raporu’nu irdelemek gerekiyor. Yasanın bu bölümüyle ilgili bugüne kadar ciddi bir tartışma yaşanmamış ve itiraz da olmamıştır. Ancak görünen hukuki boşluklar nedeniyle bazı sıkıntılar yaşanacağı tabidir. Süre yaklaştığıve zorunluluğun uygulanması için süreç daraldığına göre tartışmaların artabileceğini söyleyebiliriz. Düzenleme ve özellikle Rapor Formatı konusunda yenilemeler yayınlanmasa bizleri bazı yargı kararlarıyla yol bulma süreci de bekliyor diyebiliriz.

Saygılarımla,


BAĞLILIK RAPORU

A. Giriş

Şirketler topluluğuna dahilşirketlerden, bağlı şirketin yönetim kurulunun -yıllık faaliyet raporu dışında-düzenlemekle yükümlü olduğu, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 199′uncu maddesinin ilk üç fıkrasında düzenlenmiş olan rapora, “bağlılık raporu”denilmektedir.

27 Ocak 2013 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren yeni Ticaret Sicil Yönetmeliği‘nin tartışmaya açık düzenlemesi karşısında, bir topluluktan bahsedebilmek için en az iki bağlı şirket ve onlarıkontrol eden bir başka şirket bulunmalıdır. Yönetmelik’de, topluluğun yukarısındaki kontrol sahibi firmanın ticaret şirketi olmayan bir teşebbüs/oluşum olması ihtimalinde ise, en az üç bağlı ticaret şirketinin varlığı aranmaktadır.

199′uncu maddenin dördüncü/son fıkrasında hükme bağlanmış olan, hâkim şirketin, yönetim kurulu üyelerinden birinin talebi üzerine hazırlamak zorunda olduğu “hâkimiyet raporu”, bağlılık raporundan farklıdır.

Şirketler topluluğunda hâkim ve bağlı şirketler arasındaki ilişkiler, hâkim şirketin lehine ve bağlı şirket aleyhine gelişebilmektedir. Diğer bir ifadeyle, hâkim şirket hâkimiyetini kötüye kullanıp, bağlı şirketin bağımsız iradesiyle hareket eden bir şirket olmasıdurumunda yapmayacağı işlemleri yaparak, bağlı şirketi ve dolayısıyla bağlı şirket pay sahiplerini zarara uğratabilmektedir. Şirketler topluluğu içindeki grup içi işlemlerin ayrı ve açık bir raporlama ile ortaya konulması; bu bağlamda raporu hazırlayan bağlı şirketin, şirketler topluluğu içindeki hâkimşirket/teşebbüs ve/veya diğer bağlı şirket(ler) ile olan ilişkilerinin değerlendirilmesi ve söz konusu ilişkilerden zarar görebilecek şirket ortaklarının bilgilendirilmesi bağlılık raporunun ana amacıdır. Rapor, esas itibarıyla kontrol konumu dışında kalan şirket ortaklarının/pay sahiplerinin haklarının korunmasına hizmet edecektir. Bireysel/azınlık ortağın bilgi alma ile inceleme ve gerekli durumlarda özel denetim isteme haklarını etkin kullanmasını temin açısından rapor önemli bir işlev görecektir. Bunun yanındaşirketler topluluğu hükümleri arasında bulunan, bağlı şirketin her pay sahibine ve alacaklısına tanınmış olan hâkim (ana) şirkete ve ayrıca onun yönetim kurulu üyelerine karşı bağlı şirkete verdirilen kaybın telafi edilmemesinden, yani denkleştirmenin yapılmamasından kaynaklanan özel tazminat/sorumluluk davasının açılması noktasında da, işte bu bağlılık raporu bağlı şirket ortaklarının dayanak noktası olabilecektir. Bağlılık raporu, adeta, sorumluluk davasımerdivenindeki ön basamaktır. Bu basamağın işlevini görmemesi, kanunun oluşturduğu sorumluluk sisteminin de işlememesine yol açacaktır.

B. HâkimŞirket - Bağlı Şirket

Şirketler Topluluğunun, hakim şirket ve bağlı şirket olarak en az 2 aktörü bulunmaktadır. Hakim şirketin hakimiyeti doğrudan veya dolaylı olarak meydana gelebilecektir. Kanun’da, oy haklarının çoğunluğuna sahip olunması (yukarıda verilen örnekte olduğu gibi) hakimiyet anlamına gelebileceği gibi, oy çoğunluğu olmaksızın şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkı da hakimiyet göstergesi olarak belirlenmektedir. Öte yandan bir sözleşme veya başka bir yolla hakimiyet kurulması hali de hakim şirket tanımında yer almaktadır. Bunlardan herhangi biri yoluyla doğrudan veya dolaylıhakimiyet kuruluyorsa, hakimiyet kuran hakim (ana) şirket, üzerinde hakimiyet kurulan bağlı (yavru) şirket olarak adlandırılacaktır.

Burada özellikle yabancı sermayelişirketler açısından önem arz eden konu, hakim veya bağlı şirketlerden en az birinin merkezinin Türkiye’de olması, şirketler topluluğu hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmüş olmasıdır.

Hem hakim, hem de bağlı şirket tanımları esasen ticaret şirketi olarak (anonim şirket, limited şirket, komandit şirket, kolektif şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket) yapılmışsa da, Şirketler Topluluğu’nun hakimi açısından teşebbüsler de Kanun’un 195/5. maddesi ile kapsama alınmıştır. Buna göre topluluk hakiminin ticaretşirketi dışında bir vakıf veya benzeri bir kuruluş veya gerçek kişi dahi olması(teşebbüs olarak nitelendirilmesi şartıyla) mümkündür. Hatta hakim teşebbüs, kanun gereği de tacir sayılmaktadır. Ancak bu noktada teşebbüs kapsamının netşekilde belirlenmesi gerekmektedir. Zira, birden çok şirkette çoğunluk pay sahibi olan kişilerin, birbirleriyle alakalı/ilişkili olmayan, yönetim anlamında bağlılıkları bulunmayan şirketlerin aynı şirketler topluluğunda sayılıp sayılmayacağı cevap bulunması gereken sorunların başında gelmektedir.

C. Bağlılık Raporunu Hangi Şirketler Hazırlayacak?

Bir hâkim ticaret şirketine/teşebbüse doğrudan ya da dolaylı olarak bağlı bulunan yavru şirketlerin her biri (bağlı şirket), hem hâkim hem de bağlı şirketler ile olan grup içi işlemlerini konu edinen, bağlılık raporunu hazırlayacaklar. Bağlı şirketin, bu yükümlülüğe tabi olması için anonim ortaklık olması şart olmayıp, herhangi bir ticaret ortaklığı, örneğin limited ortaklık olması da mümkün ve yeterlidir.

Bu amaçla Vakıf yada Derneklerin İktisadi işletmelerinin de bu kapsama dahil olabileceğini unutmamak gerekir.

Şöyle bir yapı düşünülebilir.

A Anonim Şirketi
( Hakim Şirket ) 

B Üretim A.Ş. (Bağlı Şirket )                 C Üretim A.Ş. (Bağlı Şirket)
A Anonim Şirketi % 90 Hisse               A Anonim Şirketi % 90 Hisse
                                                                  D Pazarlama         % 10 Hisse
           
            D Pazarlama A.Ş. ( Bağlı Şirket )
            B Üretim   % 90’ına
            A Anonim % 10’una Sahip


Yukarıdaki Tabloya göre tüm şirketler bu raporu hazırlayacaklardır.

Raporun ana hatlarına bakılınca ki şimdilik herhangi bir şekilşartı (dispozisyon) yayınlanmış değildir. Temelde “TRANSFER FİATLANDIRMASI” bilgilerinin bir nevi detaylı açıklaması olduğu varsayılabilir. Hissedarlar ve bağlı şirketlerin birbirleriyle Vergi Tekniği açısından sınırlandırılmış ilişkilerinin hissedarlar açısından da kontrol altına alınması bu mantıkla doğrudur. Şirketlerin “Yıllık Faaliyet Raporu[2] ile uyumlu bir çalışma gerçekleştirilmesi zorunludur.[3]

Esasen Uygulama tebliğleri ile bugüne kadar birçok konuda düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen bu rapor hakkında herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak yasa maddelerine bakılınca kapsamlı ve çok ciddi çalışma gerektiren bir rapor hazırlanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Kanun’un “Ticaret Şirketleri” bölümünün “Genel Hükümler” kısmında düzenlenmiş bulunan Şirketler Topluluğu hükümleri çerçevesindeki 195 ila 209. maddelerinde yer bulan Şirketler Topluluğuna ilişkin hükümlerin mahiyeti, grup şirketlerinin yasal anlamda düzenlenmesi ve bu şirketlerin belli haklara, yükümlülüklere tabi tutulması şeklinde de özetlenebilir.

D.    Bağlılık Raporu Düzenlenmemesinin Cezası

Bağlılık raporunun hazırlanması zorunludur. Ancak Kanun, Raporun herhangi bir makama sunulması veya tescil edilmesi, ilan edilmesi gibi zorunlulukları düzenlememektedir.

Kanun’un 562/3. maddesi uyarınca, Bağlılık Raporunun hazırlanmaması veya Kanun’da belirtilen niteliklere uymaksızın düzenlenmesi halinde, bağlı şirket yönetim kurulu (veya ilgililer) 200 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacaktır. Adli para cezası, Türk Ceza Kanunu uyarınca Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesi’ne ödenmesi şeklinde tanımlanmıştır. Bir gün karşılığı hakim tarafından takdir edilmek üzere en az 20 TL ve en fazla 100 TL olarak belirlenen adli para cezası, bağlılık raporunun düzenlenmemesi halinde en düşük 4.000 TL, en yüksek 73.000 TL olacaktır. 

E.      Satın Alma Hakkı

Yasanın 208 maddesi ise bu çerçevede özel bir hak da tanımıştır. Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir.

F.      Raporunun Asgari İçeriği

Bağlılık Raporu ile bağlı şirketin, hakim şirketle ve diğer bağlı şirketlerle yıl içinde yapmış olduğu her türlü hukuki işlemin değerlendirilmesi, şirketler topluluğuna dahil olması nedeniyle uğradığı kayıpların, elde ettiği menfaatlerin ve zarar varsa bunların denkleştirilmesinin yapılıp yapılmadığının tespiti amaçlanmaktadır. 

Bağlılık Raporunun asgari içeriğine Kanun’un 199/1. maddesinin hükmünde yer verilmiştir.  

Buna göre biraz da yorum yoluyla;

Ø  Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler; ( Hakim Şirket ve Bağlı Şirketler arasında )

Ø  Önlemlerde önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları;

Ø  Zarar (kayıp) denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı ayrıca bildirilecektir.

Yukarıdaki tanımlamadan farklı olmasada şu şekilde bir tasnif de mümkündür;

1)      Hukuki İşlemler
a)      Hâkim şirketin taraf olduğu
b)      Başka bir bağlı şirketin taraf olduğu
c)      Hâkim şirketin yönlendirmesi ile yapılan
d)      Hâkim şirketin ya da bağlı şirketin yararına yapılan

2)      Önlemler
a)      Hâkim şirketin yararına alınan
b)      Hâkim şirketin yararına alınmasından kaçınılan
c)      Başka bir bağlı şirketin yararına alınan
d)      Başka bir bağlı şirketin yararına alınmasından kaçınılan

Kanun koyucu, Bağlılık Raporunun kalitesi hakkında da net bir ifade kullanmış, Raporun doğru ve dürüst hesap verme ilkelerine uygun olması gerektiğini, denetlemeye imkan sağlayacak rakamların, olguların ve sonuçların açıklanmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle finansal veriler olmadan Bağlılık Raporu düzenlenmesi mümkün olmayacaktır.

Bağlılık Raporunun sonuç kısmında şirketin, hukuki işlemin yapıldığı veya önlemin alındığı veya alınmasından kaçınıldığı anda bağlı şirket yönetim kurulunca bilinen hâl ve şartlara göre, her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığının ve alınan veya alınmasından kaçınılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığının açıklanması zorunludur. Şirket zarara uğramışsa, yönetim kurulu ayrıca bu zararın denkleştirilip denkleştirilmediğini de belirtecektir. Sonuç kısmındaki bu açıklamaya yıllık faaliyet raporunda da yer verilecek ve bu surette ortaklarla paylaşılmış olacaktır. Buradaki “açıklama” ifadesi, bağlılık raporunun sonuç kısmının tamamını kapsamaktadır. Bir başka deyişle, yönetim kurulu faaliyet raporunda, sadece denkleştirmenin yapılıp yapılmadığının belirtilmesi ile yetinilemez.

Bağlılık raporunun sonuç kısmı yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunda yer alacağından ve denetime ilişkin 398. madde uyarınca yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu da denetime tabi olduğundan (Bakanlar Kurulu Kararı ile denetime tabi şirket olarak belirlenmiş olması koşuluyla), sonuç kısmının gerçek duruma uygun olup olmadığının denetimi için dayanak Bağlılık Raporunun da denetim kapsamına dahil edilmesi gerektiği kabul edilmelidir.

Tabi burada ilginç olan “Faaliyet Raporu”nun Şubat sonuna kadar düzenlenmesi zorunlu olmasına rağmen “Bağlılık Raporu”nun nede Mart sonuna kadar düzenlenebileceğinin yasalaşmış olmasıdır. Hükmen izin verilmiş olan sürenin fiilen imkansız oluşudur. Finansal Raporların tamamlanmadan bu raporların düzenlenmesi ise ayrı bir kaos nedenidir. Şöyle bir takvime bakarsak;

a)      Faaliyet Raporu   Şubat Sonuna Kadar

b)      Bağlılık Raporu    Mart Sonuna kadar, ancak sonuç bölümü Faaliyet raporunda olmalı !

c)      Finansal Raporlar Geçici Vergi Açısından 14 Şubata kadar, ancak kesin sonuç Kurumlar Vergisi                                    Beyannamesiyle 25 Nisana kadar.

 
G.     Bağlılık Raporunun Denetim, Tescil Ve İlan Karşısındaki Durumu.

Bağlı şirket bağımsız denetime tabi ise, bağımsız denetçi yıllık faaliyet raporunun içinde yer alan şirketler topluluğu ile ilgili bilgilerin de, denetleme sırasında elde ettiği bilgiler ve denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığını denetleyecek ve değerlendirmelerine denetim raporunda yer verecektir. Yani faaliyet raporunun denetimi aracılığıyla, bağlılık raporu da denetimin kapsamına girmiş olacaktır.

Öte yandan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı da, pay sahiplerinden birinin yaptığı şikayet/ihbar üzerine ya da olağan denetimleri çerçevesinde ve Bakanlık Denetim Yönetmeliği‘ne[4] dayalı olarak, şirketler topluluğuna, bağlılığa ve hakimiyete ilişkin işlemleri ve bu çerçevede bağlılık raporunun düzenlenip düzenlenmediğini ya da içeriğini denetleyebilecektir.

Bağlılık raporu tescil ve ilana tabi değildir. Bağlı şirket ortaklarının bilgilendirilmesi, faaliyet raporuna konulan sonuç kısmındaki bilgiler/açıklama aracılığıyla olur.

 

G) Şirketler topluluğu

I - Hâkim ve bağlı şirket

MADDE 195- (1) a) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;

1. Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya

2. Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya

3. Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,

b) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa,

birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir. Bu şirketlerden en az birinin merkezi Türkiye’de ise, bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır.

(2) Birinci fıkrada öngörülen hâller dışında, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karinedir.

(3) Bir hâkim şirketin, bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla bir diğer şirkete hâkim olması, dolaylı hâkimiyettir.

(4) Hâkim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler topluluğunu oluşturur. Hâkim şirketler ana, bağlı şirketler yavru şirket konumundadır.

(5) Şirketler topluluğunun hâkiminin, merkezi veya yerleşim yeri yurt içinde veya dışında bulunan, bir teşebbüs olması hâlinde de, 195 ilâ 209 uncu maddeler ile bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır. Hâkim teşebbüs tacir sayılır. Konsolide tablolar hakkındaki hükümler saklıdır.

(6) Şirketler topluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmasında “yönetim kurulu” terimi limited şirketlerde müdürleri, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile şahıs şirketlerinde yöneticileri, diğer tüzel kişilerde yönetim organını ve gerçek kişilerde gerçek kişinin kendisini ifade eder.

II - Pay ve oy oranlarının hesaplanması

MADDE 196- (1) Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketindeki iştirakinin yüzdesi, o sermaye şirketindeki payının veya payların itibarî değerleri toplamının, iştirak olunan şirketin sermayesine oranlanmasıyla bulunur. Sermaye şirketinin hem kendi hem de onun hesabına alınmış olup da üçüncü kişilerin elindeki kendi payları, hesaplamada o şirketin esas veya çıkarılmış sermayesinden düşülür.

(2) Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketindeki oy hakkının yüzdesi, ticaret şirketinin o sermaye şirketinde sahip bulunduğu paylardan doğan kullanılabilen oy haklarının toplamının, sermaye şirketindeki kullanılabilir tüm oy haklarının toplamına oranlanmasıyla bulunur. Hesaplamada, sermaye şirketinin hem kendi hem de onun hesabına alınmış olup da üçüncü kişilerin elindeki paylarından doğan oy hakları düşülür.

(3) Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketinde sahip olduğu paylar hesaplanırken ona bağlı şirketlerin sahip oldukları veya onun hesabına alınmış olup üçüncü kişilerin elindeki paylar da hesaba katılır.

III - Karşılıklı iştirak

MADDE 197- (1) Birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri karşılıklı iştirak durumundadır. Bu payların yüzdelerinin hesaplanmasında 196 ncı madde uygulanır. Anılan şirketlerden biri diğerine hâkimse, ikincisi aynı zamanda bağlı şirket sayılır. Karşılıklı iştirak durumundaki şirketlerin her biri diğerine hâkimse ikisi de bağlı ve hâkim şirket kabul olunur.

IV - Bildirim, tescil ve ilan yükümlülükleri

MADDE 198- (1) Bir teşebbüs, bir sermaye şirketinin sermayesinin, doğrudan veya dolaylı olarak, yüzde beşini, onunu, yirmisini, yirmibeşini, otuzüçünü, ellisini, altmışyedisini veya yüzde yüzünü temsil eden miktarda paylarına sahip olduğu veya payları bu yüzdelerin altına düştüğü takdirde; teşebbüs, durumu söz konusu işlemlerin tamamlanmasını izleyen on gün içinde, sermaye şirketine ve bu Kanun ile diğer kanunlarda gösterilen yetkili makamlara bildirir. Payların yukarıda belirtilen oranlarda kazanılması veya elden çıkarılması, yıllık faaliyet ve denetleme raporlarında ayrı bir başlık altında açıklanır ve sermaye şirketinin internet sitesinde ilan edilir. Payların yüzdelerinin hesaplanmasında 196 ncı madde uygulanır. Teşebbüsün ve sermaye şirketinin yönetim kurulu üyeleriyle yöneticileri de, kendilerinin, eşlerinin, velayetleri altındaki çocuklarının ve bunların, sermayelerinin en az yüzde yirmisine sahip bulundukları ticaret şirketlerinin o sermaye şirketindeki payları ile ilgili olarak bildirimde bulunurlar. Bildirimler yazılı şekilde yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan olunur.

(2) Birinci fıkrada öngörülen bildirim ile tescil ve ilan yükümlülüğü yerine getirilmediği sürece, ilgili paylara ait oy hakkı dâhil, diğer haklar donar. Bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesine dair diğer hukuki sonuçlara ilişkin hükümler saklıdır.

(3) Hâkimiyet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için bu sözleşmenin ticaret siciline tescil ve ilanı şarttır. Sözleşmenin geçersizliği, bu Kanun ile diğer kanunlardaki şirketler topluluğuna dair yükümlülüklere ve sorumluluklara ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz.

V - Bağlı ve hâkim şirketlerin raporları

MADDE 199- (1) Bağlı şirketin yönetim kurulu, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde, şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında bir rapor düzenler. Raporda, şirketin geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin açıklaması yapılır. Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemlerde, önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilir. Zarar denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı ayrıca bildirilir.

(2) Rapor, doğru ve dürüst hesap verme ilkelerine uygun olmalıdır.

(3) Yönetim kurulu raporun sonunda şirketin, hukuki işlemin yapıldığı veya önlemin alındığı veya alınmasından kaçınıldığı anda kendilerince bilinen hâl ve şartlara göre, her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığını ve alınan veya alınmasından kaçınılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığını açıklar. Şirket zarara uğramışsa, yönetim kurulu ayrıca zararın denkleştirilip denkleştirilmediğini de belirtir. Bu açıklama sadece yıllık faaliyet raporunda yer alır.

(4) Hâkim şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanından; bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bir rapor hazırlattırıp yönetim kuruluna sunmasını ve bunun sonuç kısmının yıllık rapor ile denetleme raporuna eklenmesini isteyebilir. Bağlı şirketler, red için yoruma yer bırakmayacak açıklıkta bir haklı sebebin varlığını ispat edemedikleri takdirde, bu raporun hazırlanması için gerekli olan bilgi ve belgeleri hâkim şirketin bu işle görevlendirilen uzmanlarına vermekle yükümlüdürler. İstemde bulunan yönetim kurulu üyesi, bunu bir üçüncü kişinin yararlanması amacıyla yapmışsa bunun sonuçlarından sorumlu olur.

VI - Bağlı şirketler hakkında bilgi alma

MADDE 200- (1) Hâkim şirketin her pay sahibi genel kurulda, bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri, yöneticileri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri, yaptıkları işlemler ve bunların sonuçları hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine uygun, doyurucu bilgi verilmesini isteyebilir.

VII - Hakların donması

MADDE 201- (1) Bir sermaye şirketinin paylarını iktisap edip karşılıklı iştirak konumuna bilerek giren diğer bir sermaye şirketi, iştirak konusu olan paylardan doğan toplam oylarıyla diğer pay sahipliği haklarının sadece dörtte birini kullanabilir; bedelsiz payları edinme hakkı hariç, diğer tüm pay sahipliği hakları donar. Söz konusu paylar toplantı ve karar nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz. 389 ile 612 nci madde hükümleri saklıdır.

(2) Birinci fıkrada öngörülen sınırlama, bağlı şirketin hâkim şirketin paylarını iktisap etmesi veya her iki şirketin birbirlerine hâkim olması hâlinde uygulanmaz.

VIII - Sorumluluk

1. Hâkimiyetin hukuka aykırı kullanılması

MADDE 202- (1) a) Hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. Özellikle bağlı şirketi, iş, varlık, fon, personel, alacak ve borç devri gibi hukuki işlemler yapmaya; kârını azaltmaya ya da aktarmaya; malvarlığını ayni veya kişisel nitelikte haklarla sınırlandırmaya; kefalet, garanti ve aval vermek gibi sorumluluklar yüklenmeye; ödemelerde bulunmaya; haklı bir sebep olmaksızın tesislerini yenilememek, yatırımlarını kısıtlamak, durdurmak gibi verimliliğini ya da faaliyetini olumsuz etkileyen kararlar veya önlemler almaya yahut gelişmesini sağlayacak önlemleri almaktan kaçınmaya yöneltemez; meğerki, kayıp, o faaliyet yılı içinde fiilen denkleştirilsin veya kaybın nasıl ve ne zaman denkleştirileceği belirtilmek suretiyle en geç o faaliyet yılı sonuna kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınsın.

b) Denkleştirme, faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem hakkı tanınmazsa, bağlı şirketin her pay sahibi, hâkim şirketten ve onun, kayba sebep olan, yönetim kurulu üyelerinden, şirketin zararını tazmin etmelerini isteyebilir. Hâkim istem üzerine veya resen somut olayda hakkaniyete uygun düşecekse, tazminat yerine bu maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre, davacı pay sahiplerinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözüme karar verebilir.

c) Alacaklılar da, (b) bendi uyarınca, şirket iflas etmemiş olsa bile, şirketin zararının şirkete ödenmesini isteyebilirler.

d) Kayba sebebiyet veren işlemin, aynı veya benzer koşullar altında, şirket menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı hâlinde tazminata hükmedilemez.

e) Pay sahiplerinin ve alacaklıların açacağı davaya, kıyas yoluyla 553, 555 ilâ 557, 560 ve 561 inci maddeler uygulanır. Hâkim teşebbüsün merkezinin yurt dışında bulunması hâlinde tazminat davası bağlı şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılır.

(2) Hâkimiyetin uygulanması ile gerçekleştirilen ve bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan, birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerde, genel kurul kararına red oyu verip tutanağa geçirten veya yönetim kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz eden pay sahipleri; hâkim teşebbüsten, zararlarının tazminini veya paylarının varsa en az borsa değeriyle, böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete uygun düşmüyorsa, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın alınmasını mahkemeden isteyebilirler. Değer belirlenirken mahkeme kararına en yakın tarihteki veriler esas alınır. Tazminat veya payların satın alınmasını istem davası, genel kurul kararının verildiği veya yönetim kurulu kararının ilan edildiği tarihten başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.

(3) İkinci fıkrada öngörülen dava açılınca, davacıların muhtemel zararlarını veya payların satın alma değerini karşılayan tutardaki paranın teminat olarak, mahkemece belirlenecek bir bankaya mahkeme adına yatırılmasına karar verilir. Teminat yatırılmadığı sürece genel kurul veya yönetim kurulu kararına ilişkin hiçbir işlem yapılamaz. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen davaların kötüniyetle açılması hâlinde davalı, uğradığı zararın müteselsilen tazmin edilmesini ve mahkemeye teminat yatırılmasını davacılardan isteyebilir.

(4) Birleşme, bölünme ve tür değiştirmede, pay sahiplerine ve ortaklara tanınmış bulunan diğer haklar saklıdır.

(5) Bağlı şirketin yöneticileri, bu madde hükümleri dolayısıyla pay sahiplerine ve alacaklılara karşı doğabilecek sorumluluklarının tüm hukuki sonuçlarının, bir sözleşme ile üstlenmesini hâkim teşebbüsten isteyebilir.

2. Tam hâkimiyet hâlinde

a) Talimat

MADDE 203- (1) Bir ticaret şirketi bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde yüzüne sahipse, hâkim şirketin yönetim kurulu, topluluğun belirlenmiş ve somut politikalarının gereği olmak şartıyla, kaybına sebep verebilecek sonuçlar doğurabilecek nitelik taşısalar bile, bağlı şirketin yönlendirilmesine ve yönetimine ilişkin talimat verebilir. Bağlı şirketin organları talimata uymak zorundadır.

b) İstisna

MADDE 204- (1) Bağlı şirketin ödeme gücünü açıkça aşan, varlığını tehlikeye düşürebilecek olan veya önemli varlıklarını kaybetmesine yol açabilecek nitelik taşıyan talimat verilemez.

c) Bağlı şirketin organlarının şirkete ve pay sahiplerine karşı sorumsuzluğu

MADDE 205- (1) Bağlı şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri ve sorumlu tutulabilecek ilgililer, 203 ve 204 üncü madde kapsamındaki talimatlara uymaları nedeniyle, şirkete ve pay sahiplerine karşı sorumlu tutulamazlar.

d) Şirket alacaklılarının dava hakkı

MADDE 206- (1) Hâkim şirket ve yöneticilerinin, 203 üncü madde çerçevesinde verdikleri talimatlar dolayısıyla bağlı şirkette oluşan kayıp, o hesap yılı içinde, denkleştirilmediği veya zamanı ve şekli de belirtilerek şirkete denk bir istem hakkı tanınmadığı takdirde, zarara uğrayan alacaklılar hâkim şirkete ve onun kayıptan sorumlu yönetim kurulu üyelerine karşı tazminat davası açabilirler. Davalılar 202 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendine dayanabilir. Bu davaya 202 nci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi uygulanır.

(2) Davalılar, krediden ve benzeri sebeplerden kaynaklanan alacaklarda, davacının, denkleştirmenin yapılmadığını veya istem hakkının tanınmadığını bilerek söz konusu alacağı doğuran ilişkiye girdiğini veya işin niteliği gereği bu durumu bilmesi gerektiğini ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilirler.

IX - Çeşitli hükümler

1. Özel denetim

MADDE 207- (1) Denetçi, işlem denetçisi, özel denetçi, riskin erken saptanması ve yönetimi komitesi; bağlı şirketin, hâkim şirketle veya diğer bağlı bir şirketle ilişkilerinde hilenin veya dolanın varlığını belirtir şekilde görüş bildirmişse, bağlı şirketin her pay sahibi, bu konunun açıklığa kavuşturulması amacıyla, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir.

2. Satın alma hakkı

MADDE 208- (1) Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir.

3. Güvenden doğan sorumluluk

MADDE 209- (1) Hâkim şirket, topluluk itibarının, topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaştığı hâllerde, bu itibarın kullanılmasının uyandırdığı güvenden sorumludur.

H) Sanayi ve Ticaret Bakanlığının düzenleme ve denetleme yetkisi

MADDE 210- (1) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bu Kanunun ticaret şirketlerine ilişkin hükümlerinin uygulamasıyla ilgili tebliğler yayımlamaya yetkilidir. Ticaret sicili müdürlükleri ve şirketler bu tebliğlere uyarlar. Ticaret şirketlerinin işlemleri, ilkeleri ve usulü bir tüzük ile belirlenerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı denetim elemanları tarafından denetlenir.

(2) Diğer bakanlık, kurum, kurul ve kuruluşlar, ancak kendilerine kanunla tanınan yetkinin sınırları içinde kalmak şartıyla ve öngörülen amaç, konu ve şekle tabi olarak, şirketlere ilişkin düzenlemeler yapabilirler. Bu düzenlemeler bu Kanunun ilkelerine ve sistemine aykırı olamaz. Söz konusu düzenlemelerin bu Kanunun ticaret şirketlerine ilişkin hükümlerini ilgilendirmeleri hâlinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığının yazılı uygun görüşü alınır. Bakanlık düzenlemeyi kanuna uygunluk yönünden inceleyerek görüşünü en geç otuz gün içinde yazılı olarak ilgili bakanlık, kurum, kurul veya kuruluşa bildirir; süresi içinde bildirilmemişse görüş olumlu kabul edilir.

(3) Kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde veya bu yönde hazırlıklarda ya da muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunduğu belirlenen ticaret şirketleri hakkında, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca, bu tür işlem, hazırlık veya faaliyetlerin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde fesih davası açılabilir.
 

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK [5]

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, ticaret şirketlerinin denetime tabi işlemlerini belirlemek ve bu işlemlerin Bakanlıkça denetlenmesine ilişkin ilkeleri ve usulü düzenlemektir.

(2) Bu Yönetmelik, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre kurulan ve faaliyet gösteren ticaret şirketleri ile kuruluşları ve faaliyetleri diğer kanunlarla düzenlenen ticaret şirketlerinin, Kanuna tabi işlemlerinin denetlenmesini kapsar.

Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 6102 sayılı Kanunun 210 uncu maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,
b) Başkanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığını,
c) Denetim elemanı: Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi, Gümrük ve Ticaret Müfettişi ile Gümrük ve Ticaret Müfettiş Yardımcısını,
ç) Denetim kanıtı: Ticaret şirketlerine ait ticari defterler, finansal tablolar, raporlar ve muhasebe kayıtları da dahil olmak üzere tüm yazışmalar, kayıtlar ve belgeler ile denetim kapsamında diğer gerçek ve tüzel kişilerden elde edilen bilgi ve belgeleri,
d) Genel kurul: Anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit ve kooperatif şirketlerdeki genel kurulu, kollektif ve komandit şirketlerdeki ortaklar kurulunu ve gereğinde ortakların tümünü,
e) Kanun: 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu,
f) Ortak: Anonim şirketlerin pay sahiplerini, diğer ticaret şirketlerinin ortaklarını,
g) Şirket sözleşmesi: Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde esas sözleşmeyi, kollektif, komandit ve limited şirketlerde şirket sözleşmesini ve kooperatiflerde ana sözleşmeyi,
ğ) Ticaret şirketi: Kollektif, komandit, anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit ve kooperatifşirketi,
h) Yönetim organı: Anonim şirketler ve kooperatif şirketlerde yönetim kurulunu, limited şirketlerde müdürü veya müdürler kurulunu, kollektif, komandit ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticiyi,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Denetimin Amacı, Denetime Konu İşlemler ve Denetim İlkeleri

Denetimin amacı
MADDE 4 – (1) Bakanlıkça yapılacak denetimin amacı; ticaret şirketlerinin Kanuna ve Kanuna dayanılarakçıkarılan düzenleyici işlemlere uygun işlem yapmalarını sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda, Bakanlıkça ticaretşirketlerinin kuruluşundan sona ermesine kadar gerçekleşen tüm işlemlerinin Kanuna ve Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlere uygunluğu denetlenir, uygunsuzlukların giderilmesi için rehberlik edilir, cezai sorumluluğu tespit edilenler yetkili makamlara, hukuki sorumluluğu tespit edilenler de genel kurul gündemine alınıp görüşülmek üzereşirketin yönetim organına bildirilir ve uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesine yönelik tedbirler alınır.

Denetime konu işlemler
MADDE 5 – (1) Ticaret şirketlerinin, Bakanlığın denetimine konu işlemleri aşağıda gösterilmiştir:

a) Kuruluş işlemleri,
b) Ticaret siciline tescil ve ilan işlemleri,
c) Ticaret unvanına ve işletme adına ilişkin işlemler,
ç) Ticari defterlere ilişkin işlemler,
d) Birleşme, bölünme ve tür değiştirme işlemleri,
e) Şirketler topluluğuna, bağlılığa ve hakimiyete ilişkin işlemler,
f) Genel kurulun çağrılmasına, toplanmasına, karar almasına, görevlerine ve yetkilerine ilişkin işlemler,
g) Yönetim organının oluşumuna, toplanmasına, karar almasına, sorumluluğuna, görev ve yetkilerine yönelik işlemler,
ğ) Denetçinin seçilmesine ilişkin işlemler,
h) Şirket sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin işlemler,
ı) Paya ve sermaye koyma borcuna ilişkin işlemler,i) Menkul kıymet işlemleri,
j) Sermayenin artırılması, azaltılması ve tamamlanması işlemleri,
k) Finansal tablolara, yıllık faaliyet raporlarına ve yedek akçelere yönelik işlemler,
l) Kâr, kazanç ve tasfiye payına ilişkin işlemler,
m) Elektronik ve bilgi toplumu hizmetlerine ilişkin işlemler,
n) Sona erme ve tasfiyeye yönelik işlemler,
o) Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlere konu işlemler.

(2) Bu maddenin birinci fıkrasında sayılan işlemler, her bir ticaret şirketinin türüne göre ve bu türe bağlı özellikleri göz önünde bulundurularak denetlenir.

(3) Kuruluşları ve faaliyetleri diğer kanunlarla düzenlenen ticaret şirketlerinin, bu maddenin birinci fıkrasında sayılan ancak ilgili kanunları uyarınca münhasıran yetkili bakanlık, kurul, kurum veya kuruluş tarafından denetlenmesi hüküm altına alınmayan işlem veya işlemleri Bakanlığın denetimine tabidir.

Denetim ilkeleri
MADDE 6 – (1) Ticaret şirketlerinin işlemleri; tarafsızlık, eşitlik, dürüstlük, gizlilik ve mesleki özen ilkeleri başta olmak üzere aşağıdaki esaslara göre denetlenir.

a) Denetim kanıtlarının toplanmasında, önyargısız ve tarafsız davranılır.
b) Toplanan kanıtlar, adil ve nesnel şekilde değerlendirilir.
c) Ulaşılan sonuçlar, yeterli ve uygun kanıtlara dayandırılır ve bu konuda azami mesleki özen ve dikkat gösterilir.
ç) Gerektiğinde denetlenenlerin incelenen işlemler hakkındaki görüşleri alınır.
d) Denetim faaliyetleri yerine getirilirken kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket edilir.
e) Denetim çalışmaları dürüstlük ve sorumluluk duygusu içinde yürütülür.
f) Denetim faaliyetlerinin yürütülmesi ve raporlanması aşamalarında gizliliğe riayet edilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Denetim Teknikleri, Denetim Usulü ve Düzenlenecek Raporlar

Denetim teknikleri
MADDE 7 – (1) Denetim elemanları, yeterli ve gerekli denetim kanıtlarını, aşağıdaki tekniklerin hepsini veya bir kısmını ya da bunlara benzer diğer denetim tekniklerini kullanarak toplarlar.

a) Varlık incelemesi: Ticaret şirketlerinin bilançosunda kayıtlı dönen ve duran varlıkların, fiilen mevcut bulunup bulunmadığının ve mevcudiyeti saptanan varlıkların ticaret şirketine ait olup olmadığının doğrulanması işlemidir.
b) Gözlem: Bazı denetim kanıtlarının elde edilmesi sürecinde, denetim elemanının hazır bulunması ve bu sürece nezaret etmesidir.
c) Doğrulama: Denetim elemanının, ticaret şirketi dışındaki kaynaklardan doğrudan doğruya ya da Başkanlık aracılığıyla yazılı bilgi almasıdır.
ç) Bilgi toplama: Denetim elemanının, denetim sürecinde ilgililerden yazılı veya sözlü olarak bilgi almasıdır.
d) Kayıt sisteminin kontrolü: Örneklemeler yoluyla kaynak belgelerin seçilmesi ve bu belgelerden hareketle muhasebe kayıt ortamında detaylı inceleme yapılarak işlemlerle ilgili kayıtların doğruluğunun araştırılmasıdır.
e) Hesaplama: Ticaret şirketine ait hesaplamaların denetim elemanı tarafından doğrulanmasıdır.
f) Belge incelemesi: İşlemlerle ilgili tüm kayıt ve belgelerin ayrıntılı olarak incelenmesidir.
g) Örnekleme: İşlemler grubu içerisindeki kalemlerin bütünü hakkında bilgi edinilebilmesi için bu grup içerisinde yer alan bazı kalemlerin seçilerek incelemeye alınmasıdır.
(2) Denetim kanıtları, ticaret şirketlerine ait tüm varlık, kaynak, gelir ve giderlerin gerçek olduğunu ve bunlara ilişkin bütün işlemlerin doğru tutarlarıyla ve gerçeğe uygun olarak kaydedildiğini, hakların ve yükümlülüklerin gerçek olduğunu, yapılan işlemlerin Kanuna ve Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlere uygunluğunu tespit etmek amacıyla toplanır.

Denetim usulü
MADDE 8 – (1) Ticaret şirketlerinin işlemleri, Bakanlık denetim elemanlarınca denetlenir.

(2) Bakanlık, ticaret şirketlerinin denetimine resen veya ortakların yahut üçüncü kişilerin istem, ihbar ve şikayetleri üzerine karar verebilir.

(3) Ticaret şirketlerinin işlemleri, şirketin merkezinde ve gerektiğinde şubelerinde veya ticari işletmesinde denetlenir. Ancak, denetimin belirtilen yerlerde yürütülmesine ilişkin koşulların yeterli ve uygun olmaması halinde denetim çalışmaları, denetim elemanının belirleyeceği yerde sürdürülür.

(4) Denetim çalışmaları, ticaret şirketine ait teknolojik alt yapının yeterli ve güvenli olması, denetim elemanınca şirket merkezinde denetim yapılmasına gerek görülmemesi ve Başkanlığın da uygun görüşü üzerine kayıt ve belgelere elektronik ortamda erişim sağlanması suretiyle de gerçekleştirilebilir.

(5) Denetim elemanları, denetledikleri ticaret şirketiyle iştirak, hakim yahut bağlı şirket ilişkisi içinde olan ve bu Yönetmelik kapsamına giren ticaret şirketlerinin de denetime dahil edilmesini gerekli görürlerse, durumu gerekçesiyle birlikte Başkanlığa bildirirler ve bu konuda izin isterler.

Düzenlenecek raporlar
MADDE 9 – (1) Bakanlık denetim elemanlarınca yapılan denetimler sonucunda aşağıdaki raporlar düzenlenir.

a) Teftiş Raporu: Ticaret şirketlerinin belli bir döneme ait işlemlerinin, örnekleme ve amaca uygun diğer denetim teknikleri kullanılarak, Kanuna ve Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlere uygunluğunun incelenmesi sonucunda düzenlenen rapordur.
b) Soruşturma Raporu: Denetim sırasında, kamu adına soruşturmayı ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğinin öğrenilmesi durumunda yetkili makamlara bildirilmek üzere düzenlenen rapordur.
c) İnceleme Raporu: Teftiş ve soruşturma raporlarına konu olmayan hususlarda düzenlenen rapordur.

(2) Denetim elemanlarınca, birinci fıkra uyarınca düzenlenen raporlar Başkanlık bünyesinde oluşturulan Rapor Değerlendirme Komisyonlarınca değerlendirilmek üzere Başkanlığa sunulur.

(3) Ticaret şirketlerinin, kamu düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde veya bu yönde hazırlıklarda ya da muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunduğunun Bakanlık denetim elemanlarınca tespit edilmesi halinde Bakanlıkça fesih davası açılabilmesi için inceleme raporu düzenlenir.

(4) Denetim çalışmaları sonucunda aşağıdaki hususlara ilişkin yapılan tespit ve önerilere teftiş veya inceleme raporlarında yer verilir.

a) İlgililerin hukuki sorumluluğunu gerektiren durumların genel kurul gündemine alınarak ortakların bilgisine sunulması.
b) İdari para cezalarının uygulanması.
c) Diğer bakanlık, kurul, kurum ve kuruluşların görev alanına giren ve bunlar tarafından tedbir alınmasını veya denetim yapılmasını gerektiren durumların yetkili birimlere bildirilmesi.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Denetlenenlerin ve Diğer Gerçek ve Tüzel Kişilerin Yükümlülükleri

Denetlenenlerin yükümlülükleri
MADDE 10 – (1) Ticaret şirketlerinin yönetim organlarının üyeleri, yönetimle görevlendirilen kişiler, komiteler ve şirket çalışanları; gizli dahi olsa yazılı veya elektronik ortamda tutulan her türlü defter, kayıt, dosya, tutanak ve belgeleri denetim elemanlarının talebi üzerine uygun süre içinde vermekle, incelemelerine hazır bulundurmakla veya gösterecekleri yere getirip denetim elemanınca gerekli görülmesi halinde tutanak karşılığında teslim etmekle, onaylı örneklerini vermekle, tutanakları imzalamakla, tüm bilgi işlem sistemini denetim amaçlarına uygun olarak açmakla, elektronik ortamda tutulan kayıtları okunabilir hale getirmekle, sözlü veya yazılı olarak sorulan hususlara ilişkin bilgileri ve cevapları vermekle, para ve para hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep halinde göstermekle, sayılmasına ve incelenmesine yardımcı olmakla, denetimin gereği gibi yürütülebilmesi için denetim elemanlarına görevleri süresince uygun bir çalışma yeri sağlamakla, gereken yardımı ve kolaylığı göstermekle ve diğer önlemleri almakla yükümlüdürler.

(2) Birinci fıkrada geçen uygun süre iki iş gününden az on iş gününden fazla olamaz. Bu süre, ticaret şirketinin işlem hacmi, organizasyon yapısı ve denetimin kapsamı göz önünde bulundurularak denetim elemanınca belirlenir ve yazılı veya sözlü olarak ilgililere bildirilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde bu süre denetim elemanınca uzatılabilir.

(3) Denetim elemanlarınca istenilen defter, kayıt ve belgeler ile bunlara ilişkin bilgilerin belirlenen sürede verilmemesi veya eksik verilmesi ya da denetim elemanlarının görevlerini yapmalarının engellenmesi halinde bu fiillerden sorumlu olanlar denetim elemanlarınca yazılı olarak uyarılır. Uyarı yazısında, verilen süre içinde yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin Kanunun 562 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezai sorumluluk gerektirdiği belirtilir. Söz konusu yazıyı tebellüğ etmekten kaçınan veya uyarı yazısına rağmen verilen süre içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında ise kamu adına soruşturma ve kovuşturma yapılması için soruşturma raporu düzenlenir.

Diğer gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri
MADDE 11 – (1) Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamuya yararlı dernekler, noterler, bankalar, sigorta şirketleri ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, denetimin gereği olarak, denetim elemanı tarafından istenilen bilgileri, belgeleri, kayıtları ve raporları gerek elektronik ortamda gerekse de yazılı olarak vermekle ve gerekli yardımı sağlamakla yükümlüdürler.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler

Denetim elemanlarının görevlendirilmeleri ve diğer hususlar
MADDE 12 – (1) Denetim elemanlarının görevlendirilmeleri, çalışma biçimleri, düzenlenen raporların değerlendirilmesi ve raporlar üzerine yapılacak işlemler, 3/6/2011 tarihli ve 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi uyarınca Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte düzenlenir.

Ticaret şirketlerinin tüzel kişiliğinin sona ermesi halinde denetim
MADDE 13 – (1) Tüzel kişiliği sona eren ticaret şirketlerinin işlemleri, defterlerin ve belgelerin saklanma süresi göz önünde bulundurularak bu Yönetmelik hükümlerine göre Bakanlıkça denetlenebilir.

Yürürlük
MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.


[1] Sirkülerin Sonuna eklenmiştir.
[2] Şubat sonuna kadar hazırlanması gereken rapor. Genel kurulda onaya sunulacak olan. Burda da diğer şirketlerle ilgili bilgilerin intikal ettirilmesi zorunludur.
[3] Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2/1. Maddesi uyarınca.
[4] Sirküler Ekine alınmıştır.
[5] Resmi Gazete Tarih ve No: 28 Ağustos 2012 – 28395

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder