TTK gerçekten gündem olarak da yenilikler olarak da ciddi anlamda bizleri meşgul etmeye devam ediyor. Yine yasanın 199 ~ 210[1] maddelerinde açıklanan Bağlılık Raporu’nu irdelemek gerekiyor. Yasanın bu bölümüyle ilgili bugüne kadar ciddi bir tartışma yaşanmamış ve itiraz da olmamıştır. Ancak görünen hukuki boşluklar nedeniyle bazı sıkıntılar yaşanacağı tabidir. Süre yaklaştığıve zorunluluğun uygulanması için süreç daraldığına göre tartışmaların artabileceğini söyleyebiliriz. Düzenleme ve özellikle Rapor Formatı konusunda yenilemeler yayınlanmasa bizleri bazı yargı kararlarıyla yol bulma süreci de bekliyor diyebiliriz.
Saygılarımla,
BAĞLILIK RAPORU
A. Giriş
Şirketler topluluğuna dahilşirketlerden, bağlı şirketin yönetim kurulunun -yıllık faaliyet raporu dışında-düzenlemekle yükümlü olduğu, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 199′uncu maddesinin ilk üç fıkrasında düzenlenmiş olan rapora, “bağlılık raporu”denilmektedir.
27 Ocak 2013 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren yeni Ticaret Sicil Yönetmeliği‘nin tartışmaya açık düzenlemesi karşısında, bir topluluktan bahsedebilmek için en az iki bağlı şirket ve onlarıkontrol eden bir başka şirket bulunmalıdır. Yönetmelik’de, topluluğun yukarısındaki kontrol sahibi firmanın ticaret şirketi olmayan bir teşebbüs/oluşum olması ihtimalinde ise, en az üç bağlı ticaret şirketinin varlığı aranmaktadır.
199′uncu maddenin dördüncü/son fıkrasında hükme bağlanmış olan, hâkim şirketin, yönetim kurulu üyelerinden birinin talebi üzerine hazırlamak zorunda olduğu “hâkimiyet raporu”, bağlılık raporundan farklıdır.
Şirketler topluluğunda hâkim ve bağlı şirketler arasındaki ilişkiler, hâkim şirketin lehine ve bağlı şirket aleyhine gelişebilmektedir. Diğer bir ifadeyle, hâkim şirket hâkimiyetini kötüye kullanıp, bağlı şirketin bağımsız iradesiyle hareket eden bir şirket olmasıdurumunda yapmayacağı işlemleri yaparak, bağlı şirketi ve dolayısıyla bağlı şirket pay sahiplerini zarara uğratabilmektedir. Şirketler topluluğu içindeki grup içi işlemlerin ayrı ve açık bir raporlama ile ortaya konulması; bu bağlamda raporu hazırlayan bağlı şirketin, şirketler topluluğu içindeki hâkimşirket/teşebbüs ve/veya diğer bağlı şirket(ler) ile olan ilişkilerinin değerlendirilmesi ve söz konusu ilişkilerden zarar görebilecek şirket ortaklarının bilgilendirilmesi bağlılık raporunun ana amacıdır. Rapor, esas itibarıyla kontrol konumu dışında kalan şirket ortaklarının/pay sahiplerinin haklarının korunmasına hizmet edecektir. Bireysel/azınlık ortağın bilgi alma ile inceleme ve gerekli durumlarda özel denetim isteme haklarını etkin kullanmasını temin açısından rapor önemli bir işlev görecektir. Bunun yanındaşirketler topluluğu hükümleri arasında bulunan, bağlı şirketin her pay sahibine ve alacaklısına tanınmış olan hâkim (ana) şirkete ve ayrıca onun yönetim kurulu üyelerine karşı bağlı şirkete verdirilen kaybın telafi edilmemesinden, yani denkleştirmenin yapılmamasından kaynaklanan özel tazminat/sorumluluk davasının açılması noktasında da, işte bu bağlılık raporu bağlı şirket ortaklarının dayanak noktası olabilecektir. Bağlılık raporu, adeta, sorumluluk davasımerdivenindeki ön basamaktır. Bu basamağın işlevini görmemesi, kanunun oluşturduğu sorumluluk sisteminin de işlememesine yol açacaktır.
B. HâkimŞirket - Bağlı Şirket
Şirketler Topluluğunun, hakim şirket ve bağlı şirket olarak en az 2 aktörü bulunmaktadır. Hakim şirketin hakimiyeti doğrudan veya dolaylı olarak meydana gelebilecektir. Kanun’da, oy haklarının çoğunluğuna sahip olunması (yukarıda verilen örnekte olduğu gibi) hakimiyet anlamına gelebileceği gibi, oy çoğunluğu olmaksızın şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkı da hakimiyet göstergesi olarak belirlenmektedir. Öte yandan bir sözleşme veya başka bir yolla hakimiyet kurulması hali de hakim şirket tanımında yer almaktadır. Bunlardan herhangi biri yoluyla doğrudan veya dolaylıhakimiyet kuruluyorsa, hakimiyet kuran hakim (ana) şirket, üzerinde hakimiyet kurulan bağlı (yavru) şirket olarak adlandırılacaktır.
Burada özellikle yabancı sermayelişirketler açısından önem arz eden konu, hakim veya bağlı şirketlerden en az birinin merkezinin Türkiye’de olması, şirketler topluluğu hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmüş olmasıdır.
Hem hakim, hem de bağlı şirket tanımları esasen ticaret şirketi olarak (anonim şirket, limited şirket, komandit şirket, kolektif şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket) yapılmışsa da, Şirketler Topluluğu’nun hakimi açısından teşebbüsler de Kanun’un 195/5. maddesi ile kapsama alınmıştır. Buna göre topluluk hakiminin ticaretşirketi dışında bir vakıf veya benzeri bir kuruluş veya gerçek kişi dahi olması(teşebbüs olarak nitelendirilmesi şartıyla) mümkündür. Hatta hakim teşebbüs, kanun gereği de tacir sayılmaktadır. Ancak bu noktada teşebbüs kapsamının netşekilde belirlenmesi gerekmektedir. Zira, birden çok şirkette çoğunluk pay sahibi olan kişilerin, birbirleriyle alakalı/ilişkili olmayan, yönetim anlamında bağlılıkları bulunmayan şirketlerin aynı şirketler topluluğunda sayılıp sayılmayacağı cevap bulunması gereken sorunların başında gelmektedir.
C. Bağlılık Raporunu Hangi Şirketler Hazırlayacak?
Bir hâkim ticaret şirketine/teşebbüse doğrudan ya da dolaylı olarak bağlı bulunan yavru şirketlerin her biri (bağlı şirket), hem hâkim hem de bağlı şirketler ile olan grup içi işlemlerini konu edinen, bağlılık raporunu hazırlayacaklar. Bağlı şirketin, bu yükümlülüğe tabi olması için anonim ortaklık olması şart olmayıp, herhangi bir ticaret ortaklığı, örneğin limited ortaklık olması da mümkün ve yeterlidir.
Bu amaçla Vakıf yada Derneklerin İktisadi işletmelerinin de bu kapsama dahil olabileceğini unutmamak gerekir.
Şöyle bir yapı düşünülebilir.
A Anonim Şirketi
( Hakim Şirket )
B Üretim A.Ş. (Bağlı Şirket ) C Üretim A.Ş. (Bağlı Şirket)
A Anonim Şirketi % 90
Hisse A
Anonim Şirketi % 90 Hisse
D
Pazarlama % 10 Hisse
D
Pazarlama A.Ş. ( Bağlı Şirket )
B Üretim % 90’ına
A
Anonim % 10’una Sahip
Yukarıdaki
Tabloya göre tüm şirketler bu raporu hazırlayacaklardır.
Raporun ana hatlarına bakılınca ki
şimdilik herhangi bir şekilşartı (dispozisyon) yayınlanmış değildir. Temelde “TRANSFER
FİATLANDIRMASI” bilgilerinin bir nevi detaylı açıklaması olduğu
varsayılabilir. Hissedarlar ve bağlı şirketlerin birbirleriyle Vergi Tekniği
açısından sınırlandırılmış ilişkilerinin hissedarlar açısından da kontrol
altına alınması bu mantıkla doğrudur. Şirketlerin “Yıllık Faaliyet Raporu”[2]
ile uyumlu bir çalışma gerçekleştirilmesi zorunludur.[3]
Esasen Uygulama tebliğleri ile bugüne
kadar birçok konuda düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen bu rapor hakkında
herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak yasa maddelerine bakılınca kapsamlı
ve çok ciddi çalışma gerektiren bir rapor hazırlanması gerektiği sonucuna
varılmaktadır.
Kanun’un “Ticaret Şirketleri”
bölümünün “Genel Hükümler” kısmında düzenlenmiş bulunan Şirketler
Topluluğu hükümleri çerçevesindeki 195 ila 209. maddelerinde yer bulan
Şirketler Topluluğuna ilişkin hükümlerin mahiyeti, grup şirketlerinin yasal
anlamda düzenlenmesi ve bu şirketlerin belli haklara, yükümlülüklere tabi
tutulması şeklinde de özetlenebilir.
D.
Bağlılık
Raporu Düzenlenmemesinin Cezası
Bağlılık raporunun hazırlanması
zorunludur. Ancak Kanun, Raporun herhangi bir makama sunulması veya tescil
edilmesi, ilan edilmesi gibi zorunlulukları düzenlememektedir.
Kanun’un 562/3. maddesi uyarınca,
Bağlılık Raporunun hazırlanmaması veya Kanun’da belirtilen niteliklere
uymaksızın düzenlenmesi halinde, bağlı şirket yönetim kurulu (veya ilgililer)
200 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacaktır. Adli para
cezası, Türk Ceza Kanunu uyarınca Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde 730
günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı
olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın
hükümlü tarafından Devlet Hazinesi’ne ödenmesi şeklinde tanımlanmıştır. Bir gün
karşılığı hakim tarafından takdir edilmek üzere en az 20 TL ve en fazla 100 TL
olarak belirlenen adli para cezası, bağlılık raporunun düzenlenmemesi halinde
en düşük 4.000 TL, en yüksek 73.000 TL olacaktır.
E.
Satın Alma Hakkı
Yasanın 208
maddesi ise bu çerçevede özel bir hak da tanımıştır. Hâkim şirket, doğrudan
veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az
yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük
kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca
hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202
nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın
alabilir.
F.
Raporunun Asgari İçeriği
Bağlılık
Raporu ile bağlı şirketin, hakim şirketle ve diğer bağlı şirketlerle yıl içinde
yapmış olduğu her türlü hukuki işlemin değerlendirilmesi, şirketler topluluğuna
dahil olması nedeniyle uğradığı kayıpların, elde ettiği menfaatlerin ve zarar
varsa bunların denkleştirilmesinin yapılıp yapılmadığının tespiti
amaçlanmaktadır.
Bağlılık Raporunun asgari içeriğine
Kanun’un 199/1. maddesinin hükmünde yer verilmiştir.
Buna göre biraz da yorum yoluyla;
Ø Hukuki
işlemlerde edimler ve karşı edimler; ( Hakim Şirket ve Bağlı Şirketler arasında
)
Ø Önlemlerde
önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları;
Ø Zarar (kayıp)
denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya
şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı
ayrıca bildirilecektir.
Yukarıdaki tanımlamadan farklı
olmasada şu şekilde bir tasnif de mümkündür;
1) Hukuki
İşlemler
a) Hâkim
şirketin taraf olduğu
b) Başka
bir bağlı şirketin taraf olduğu
c) Hâkim
şirketin yönlendirmesi ile yapılan
d) Hâkim
şirketin ya da bağlı şirketin yararına yapılan
2) Önlemler
a) Hâkim
şirketin yararına alınan
b) Hâkim
şirketin yararına alınmasından kaçınılan
c) Başka
bir bağlı şirketin yararına alınan
d) Başka
bir bağlı şirketin yararına alınmasından kaçınılan
Kanun koyucu,
Bağlılık Raporunun kalitesi hakkında da net bir ifade kullanmış, Raporun
doğru ve dürüst hesap verme ilkelerine uygun olması gerektiğini,
denetlemeye imkan sağlayacak rakamların, olguların ve sonuçların açıklanmasının
zorunlu olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle finansal veriler olmadan Bağlılık
Raporu düzenlenmesi mümkün olmayacaktır.
Bağlılık Raporunun sonuç kısmında
şirketin, hukuki işlemin yapıldığı veya önlemin alındığı veya alınmasından
kaçınıldığı anda bağlı şirket yönetim kurulunca bilinen hâl ve şartlara göre,
her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığının ve alınan
veya alınmasından kaçınılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığının
açıklanması zorunludur. Şirket zarara uğramışsa, yönetim kurulu ayrıca bu
zararın denkleştirilip denkleştirilmediğini de belirtecektir. Sonuç kısmındaki
bu açıklamaya yıllık faaliyet raporunda da yer verilecek ve bu surette
ortaklarla paylaşılmış olacaktır. Buradaki “açıklama”
ifadesi, bağlılık raporunun sonuç kısmının tamamını kapsamaktadır. Bir başka
deyişle, yönetim kurulu faaliyet raporunda, sadece denkleştirmenin yapılıp
yapılmadığının belirtilmesi ile yetinilemez.
Bağlılık
raporunun sonuç kısmı yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunda yer
alacağından ve denetime
ilişkin 398. madde uyarınca yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu da
denetime tabi olduğundan (Bakanlar Kurulu Kararı ile denetime tabi şirket
olarak belirlenmiş olması koşuluyla), sonuç kısmının gerçek duruma uygun olup
olmadığının denetimi için dayanak Bağlılık Raporunun da denetim kapsamına dahil
edilmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Tabi burada ilginç olan “Faaliyet
Raporu”nun Şubat sonuna kadar düzenlenmesi zorunlu olmasına rağmen “Bağlılık
Raporu”nun nede Mart sonuna kadar düzenlenebileceğinin yasalaşmış olmasıdır.
Hükmen izin verilmiş olan sürenin fiilen imkansız oluşudur. Finansal Raporların
tamamlanmadan bu raporların düzenlenmesi ise ayrı bir kaos nedenidir. Şöyle bir
takvime bakarsak;
a)
Faaliyet Raporu Şubat
Sonuna Kadar
b)
Bağlılık Raporu Mart
Sonuna kadar, ancak sonuç bölümü Faaliyet raporunda olmalı !
c)
Finansal Raporlar Geçici
Vergi Açısından 14 Şubata kadar, ancak kesin sonuç Kurumlar Vergisi Beyannamesiyle
25 Nisana kadar.
G.
Bağlılık Raporunun
Denetim, Tescil Ve İlan Karşısındaki Durumu.
Bağlı şirket bağımsız denetime
tabi ise, bağımsız denetçi yıllık faaliyet raporunun içinde yer alan şirketler
topluluğu ile ilgili bilgilerin de, denetleme sırasında elde ettiği bilgiler ve
denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığını denetleyecek ve
değerlendirmelerine denetim raporunda yer verecektir. Yani faaliyet raporunun
denetimi aracılığıyla, bağlılık raporu da denetimin kapsamına girmiş olacaktır.
Öte yandan, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı da, pay sahiplerinden birinin yaptığı şikayet/ihbar üzerine ya da
olağan denetimleri çerçevesinde ve Bakanlık
Denetim Yönetmeliği‘ne[4] dayalı
olarak, şirketler topluluğuna, bağlılığa ve hakimiyete ilişkin işlemleri ve bu
çerçevede bağlılık raporunun düzenlenip düzenlenmediğini ya da içeriğini
denetleyebilecektir.
Bağlılık raporu tescil ve ilana
tabi değildir. Bağlı şirket ortaklarının bilgilendirilmesi, faaliyet raporuna
konulan sonuç kısmındaki bilgiler/açıklama aracılığıyla olur.
G) Şirketler topluluğu
I - Hâkim ve
bağlı şirket
MADDE 195- (1) a) Bir ticaret şirketi, diğer
bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;
1. Oy haklarının çoğunluğuna
sahipse veya
2. Şirket
sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan
sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya
3. Kendi oy
hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri
ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,
b) Bir ticaret
şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir
yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa,
birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir. Bu şirketlerden en az birinin
merkezi Türkiye’de ise, bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler
uygulanır.
(2) Birinci
fıkrada öngörülen hâller dışında, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret
şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek
miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına
karinedir.
(3) Bir hâkim
şirketin, bir veya birkaç bağlı şirket aracılığıyla bir diğer şirkete hâkim
olması, dolaylı hâkimiyettir.
(4) Hâkim şirkete
doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler
topluluğunu oluşturur. Hâkim şirketler ana, bağlı şirketler yavru şirket
konumundadır.
(5) Şirketler
topluluğunun hâkiminin, merkezi veya yerleşim yeri yurt içinde veya dışında
bulunan, bir teşebbüs olması hâlinde de, 195 ilâ 209 uncu maddeler ile bu
Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır. Hâkim teşebbüs
tacir sayılır. Konsolide tablolar hakkındaki hükümler saklıdır.
(6) Şirketler
topluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmasında “yönetim kurulu” terimi limited
şirketlerde müdürleri, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile şahıs
şirketlerinde yöneticileri, diğer tüzel kişilerde yönetim organını ve gerçek
kişilerde gerçek kişinin kendisini ifade eder.
II - Pay ve oy
oranlarının hesaplanması
MADDE 196- (1) Bir ticaret şirketinin bir
sermaye şirketindeki iştirakinin yüzdesi, o sermaye şirketindeki payının veya
payların itibarî değerleri toplamının, iştirak olunan şirketin sermayesine
oranlanmasıyla bulunur. Sermaye şirketinin hem kendi hem de onun hesabına
alınmış olup da üçüncü kişilerin elindeki kendi payları, hesaplamada o şirketin
esas veya çıkarılmış sermayesinden düşülür.
(2) Bir ticaret
şirketinin bir sermaye şirketindeki oy hakkının yüzdesi, ticaret şirketinin o
sermaye şirketinde sahip bulunduğu paylardan doğan kullanılabilen oy haklarının
toplamının, sermaye şirketindeki kullanılabilir tüm oy haklarının toplamına
oranlanmasıyla bulunur. Hesaplamada, sermaye şirketinin hem kendi hem de onun
hesabına alınmış olup da üçüncü kişilerin elindeki paylarından doğan oy hakları
düşülür.
(3) Bir ticaret
şirketinin bir sermaye şirketinde sahip olduğu paylar hesaplanırken ona bağlı
şirketlerin sahip oldukları veya onun hesabına alınmış olup üçüncü kişilerin
elindeki paylar da hesaba katılır.
III - Karşılıklı
iştirak
MADDE 197- (1) Birbirlerinin paylarının
en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri karşılıklı iştirak
durumundadır. Bu payların yüzdelerinin hesaplanmasında 196 ncı madde uygulanır.
Anılan şirketlerden biri diğerine hâkimse, ikincisi aynı zamanda bağlı şirket
sayılır. Karşılıklı iştirak durumundaki şirketlerin her biri diğerine hâkimse
ikisi de bağlı ve hâkim şirket kabul olunur.
IV - Bildirim,
tescil ve ilan yükümlülükleri
MADDE 198- (1) Bir teşebbüs, bir sermaye
şirketinin sermayesinin, doğrudan veya dolaylı olarak, yüzde beşini, onunu,
yirmisini, yirmibeşini, otuzüçünü, ellisini, altmışyedisini veya yüzde yüzünü
temsil eden miktarda paylarına sahip olduğu veya payları bu yüzdelerin altına
düştüğü takdirde; teşebbüs, durumu söz konusu işlemlerin tamamlanmasını izleyen
on gün içinde, sermaye şirketine ve bu Kanun ile diğer kanunlarda gösterilen
yetkili makamlara bildirir. Payların yukarıda belirtilen oranlarda kazanılması
veya elden çıkarılması, yıllık faaliyet ve denetleme raporlarında ayrı bir
başlık altında açıklanır ve sermaye şirketinin internet sitesinde ilan edilir.
Payların yüzdelerinin hesaplanmasında 196 ncı madde uygulanır. Teşebbüsün ve
sermaye şirketinin yönetim kurulu üyeleriyle yöneticileri de, kendilerinin,
eşlerinin, velayetleri altındaki çocuklarının ve bunların, sermayelerinin en az
yüzde yirmisine sahip bulundukları ticaret şirketlerinin o sermaye şirketindeki
payları ile ilgili olarak bildirimde bulunurlar. Bildirimler yazılı şekilde
yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan olunur.
(2) Birinci
fıkrada öngörülen bildirim ile tescil ve ilan yükümlülüğü yerine getirilmediği
sürece, ilgili paylara ait oy hakkı dâhil, diğer haklar donar. Bildirim
yükümlülüğünün yerine getirilmemesine dair diğer hukuki sonuçlara ilişkin
hükümler saklıdır.
(3) Hâkimiyet
sözleşmesinin geçerli olabilmesi için bu sözleşmenin ticaret siciline tescil ve
ilanı şarttır. Sözleşmenin geçersizliği, bu Kanun ile diğer kanunlardaki
şirketler topluluğuna dair yükümlülüklere ve sorumluluklara ilişkin
hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz.
V - Bağlı ve
hâkim şirketlerin raporları
MADDE 199- (1) Bağlı şirketin yönetim
kurulu, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde, şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle
ilişkileri hakkında bir rapor düzenler. Raporda, şirketin geçmiş faaliyet yılında
hâkim şirketle, hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin
yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı tüm hukuki
işlemlerin ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir
şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemlerin
açıklaması yapılır. Hukuki işlemlerde edimler ve karşı edimler, önlemlerde,
önlemin sebebi ve şirket yönünden yarar ve zararları belirtilir. Zarar
denkleştirilmişse, bunun faaliyet yılı içinde fiilen nasıl gerçekleştiği veya
şirketin sağladığı hangi menfaatlere ilişkin olarak bir istem hakkı tanındığı
ayrıca bildirilir.
(2) Rapor, doğru
ve dürüst hesap verme ilkelerine uygun olmalıdır.
(3) Yönetim
kurulu raporun sonunda şirketin, hukuki işlemin yapıldığı veya önlemin alındığı
veya alınmasından kaçınıldığı anda kendilerince bilinen hâl ve şartlara göre,
her bir hukuki işlemde uygun bir karşı edim sağlanıp sağlanmadığını ve alınan
veya alınmasından kaçınılan önlemin şirketi zarara uğratıp uğratmadığını
açıklar. Şirket zarara uğramışsa, yönetim kurulu ayrıca zararın denkleştirilip
denkleştirilmediğini de belirtir. Bu açıklama sadece yıllık faaliyet raporunda
yer alır.
(4) Hâkim
şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanından; bağlı
şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap
sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle,
hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri;
yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında, özenli, gerçeği
aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bir rapor
hazırlattırıp yönetim kuruluna sunmasını ve bunun sonuç kısmının yıllık rapor
ile denetleme raporuna eklenmesini isteyebilir. Bağlı şirketler, red için yoruma
yer bırakmayacak açıklıkta bir haklı sebebin varlığını ispat edemedikleri
takdirde, bu raporun hazırlanması için gerekli olan bilgi ve belgeleri hâkim
şirketin bu işle görevlendirilen uzmanlarına vermekle yükümlüdürler. İstemde
bulunan yönetim kurulu üyesi, bunu bir üçüncü kişinin yararlanması amacıyla
yapmışsa bunun sonuçlarından sorumlu olur.
VI - Bağlı
şirketler hakkında bilgi alma
MADDE 200- (1) Hâkim şirketin her pay
sahibi genel kurulda, bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili
durumları ile hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı
şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri,
yöneticileri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri, yaptıkları işlemler ve
bunların sonuçları hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap
verme ilkelerine uygun, doyurucu bilgi verilmesini isteyebilir.
VII - Hakların
donması
MADDE 201- (1) Bir sermaye şirketinin
paylarını iktisap edip karşılıklı iştirak konumuna bilerek giren diğer bir
sermaye şirketi, iştirak konusu olan paylardan doğan toplam oylarıyla diğer pay
sahipliği haklarının sadece dörtte birini kullanabilir; bedelsiz payları edinme
hakkı hariç, diğer tüm pay sahipliği hakları donar. Söz konusu paylar toplantı
ve karar nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz. 389 ile 612 nci madde
hükümleri saklıdır.
(2) Birinci
fıkrada öngörülen sınırlama, bağlı şirketin hâkim şirketin paylarını iktisap
etmesi veya her iki şirketin birbirlerine hâkim olması hâlinde uygulanmaz.
VIII - Sorumluluk
1. Hâkimiyetin
hukuka aykırı kullanılması
MADDE 202- (1) a) Hâkim
şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz.
Özellikle bağlı şirketi, iş, varlık, fon, personel, alacak ve borç devri gibi
hukuki işlemler yapmaya; kârını azaltmaya ya da aktarmaya; malvarlığını ayni
veya kişisel nitelikte haklarla sınırlandırmaya; kefalet, garanti ve aval
vermek gibi sorumluluklar yüklenmeye; ödemelerde bulunmaya; haklı bir sebep
olmaksızın tesislerini yenilememek, yatırımlarını kısıtlamak, durdurmak gibi
verimliliğini ya da faaliyetini olumsuz etkileyen kararlar veya önlemler almaya
yahut gelişmesini sağlayacak önlemleri almaktan kaçınmaya yöneltemez; meğerki,
kayıp, o faaliyet yılı içinde fiilen denkleştirilsin veya kaybın nasıl ve ne
zaman denkleştirileceği belirtilmek suretiyle en geç o faaliyet yılı sonuna
kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınsın.
b) Denkleştirme,
faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem
hakkı tanınmazsa, bağlı şirketin her pay sahibi, hâkim şirketten ve onun, kayba
sebep olan, yönetim kurulu üyelerinden, şirketin zararını tazmin etmelerini
isteyebilir. Hâkim istem üzerine veya resen somut olayda hakkaniyete uygun
düşecekse, tazminat yerine bu maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre, davacı
pay sahiplerinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına veya
duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözüme karar verebilir.
c) Alacaklılar
da, (b) bendi uyarınca, şirket iflas etmemiş olsa bile, şirketin zararının
şirkete ödenmesini isteyebilirler.
d) Kayba
sebebiyet veren işlemin, aynı veya benzer koşullar altında, şirket
menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir
yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri
tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı
hâlinde tazminata hükmedilemez.
e) Pay
sahiplerinin ve alacaklıların açacağı davaya, kıyas yoluyla 553, 555 ilâ 557,
560 ve 561 inci maddeler uygulanır. Hâkim teşebbüsün merkezinin yurt dışında
bulunması hâlinde tazminat davası bağlı şirketin merkezinin bulunduğu yer
asliye ticaret mahkemesinde açılır.
(2) Hâkimiyetin
uygulanması ile gerçekleştirilen ve bağlı şirket bakımından açıkça
anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan, birleşme, bölünme, tür değiştirme,
fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi
işlemlerde, genel kurul kararına red oyu verip tutanağa geçirten veya yönetim
kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz eden pay
sahipleri; hâkim teşebbüsten, zararlarının tazminini veya paylarının varsa en
az borsa değeriyle, böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete
uygun düşmüyorsa, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre
belirlenecek bir değerle satın alınmasını mahkemeden isteyebilirler. Değer
belirlenirken mahkeme kararına en yakın tarihteki veriler esas alınır. Tazminat
veya payların satın alınmasını istem davası, genel kurul kararının verildiği
veya yönetim kurulu kararının ilan edildiği tarihten başlayarak iki yılda
zamanaşımına uğrar.
(3) İkinci
fıkrada öngörülen dava açılınca, davacıların muhtemel zararlarını veya payların
satın alma değerini karşılayan tutardaki paranın teminat olarak, mahkemece
belirlenecek bir bankaya mahkeme adına yatırılmasına karar verilir. Teminat
yatırılmadığı sürece genel kurul veya yönetim kurulu kararına ilişkin hiçbir
işlem yapılamaz. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen davaların
kötüniyetle açılması hâlinde davalı, uğradığı zararın müteselsilen tazmin
edilmesini ve mahkemeye teminat yatırılmasını davacılardan isteyebilir.
(4) Birleşme,
bölünme ve tür değiştirmede, pay sahiplerine ve ortaklara tanınmış bulunan
diğer haklar saklıdır.
(5) Bağlı
şirketin yöneticileri, bu madde hükümleri dolayısıyla pay sahiplerine ve
alacaklılara karşı doğabilecek sorumluluklarının tüm hukuki sonuçlarının, bir
sözleşme ile üstlenmesini hâkim teşebbüsten isteyebilir.
2. Tam hâkimiyet
hâlinde
a) Talimat
MADDE 203- (1) Bir ticaret şirketi bir
sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak
yüzde yüzüne sahipse, hâkim şirketin yönetim kurulu, topluluğun belirlenmiş ve
somut politikalarının gereği olmak şartıyla, kaybına sebep verebilecek sonuçlar
doğurabilecek nitelik taşısalar bile, bağlı şirketin yönlendirilmesine ve
yönetimine ilişkin talimat verebilir. Bağlı şirketin organları talimata uymak
zorundadır.
b) İstisna
MADDE 204- (1) Bağlı şirketin ödeme
gücünü açıkça aşan, varlığını tehlikeye düşürebilecek olan veya önemli
varlıklarını kaybetmesine yol açabilecek nitelik taşıyan talimat verilemez.
c) Bağlı şirketin
organlarının şirkete ve pay sahiplerine karşı sorumsuzluğu
MADDE 205- (1) Bağlı şirketin yönetim
kurulu üyeleri, yöneticileri ve sorumlu tutulabilecek ilgililer, 203 ve 204
üncü madde kapsamındaki talimatlara uymaları nedeniyle, şirkete ve pay
sahiplerine karşı sorumlu tutulamazlar.
d) Şirket
alacaklılarının dava hakkı
MADDE 206- (1) Hâkim şirket ve
yöneticilerinin, 203 üncü madde çerçevesinde verdikleri talimatlar dolayısıyla
bağlı şirkette oluşan kayıp, o hesap yılı içinde, denkleştirilmediği veya
zamanı ve şekli de belirtilerek şirkete denk bir istem hakkı tanınmadığı takdirde,
zarara uğrayan alacaklılar hâkim şirkete ve onun kayıptan sorumlu yönetim
kurulu üyelerine karşı tazminat davası açabilirler. Davalılar 202 nci maddenin
birinci fıkrasının (d) bendine dayanabilir. Bu davaya 202 nci maddenin birinci
fıkrasının (e) bendi uygulanır.
(2) Davalılar,
krediden ve benzeri sebeplerden kaynaklanan alacaklarda, davacının,
denkleştirmenin yapılmadığını veya istem hakkının tanınmadığını bilerek söz
konusu alacağı doğuran ilişkiye girdiğini veya işin niteliği gereği bu durumu
bilmesi gerektiğini ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilirler.
IX - Çeşitli
hükümler
1. Özel denetim
MADDE 207- (1) Denetçi, işlem denetçisi,
özel denetçi, riskin erken saptanması ve yönetimi komitesi; bağlı şirketin,
hâkim şirketle veya diğer bağlı bir şirketle ilişkilerinde hilenin veya dolanın
varlığını belirtir şekilde görüş bildirmişse, bağlı şirketin her pay sahibi, bu
konunun açıklığa kavuşturulması amacıyla, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki
asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir.
2. Satın alma
hakkı
MADDE 208- (1) Hâkim şirket, doğrudan
veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az
yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük
kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket
ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci
maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın
alabilir.
3. Güvenden doğan
sorumluluk
MADDE 209- (1) Hâkim şirket, topluluk itibarının,
topluma veya tüketiciye güven veren bir düzeye ulaştığı hâllerde, bu itibarın
kullanılmasının uyandırdığı güvenden sorumludur.
H) Sanayi ve
Ticaret Bakanlığının düzenleme ve denetleme yetkisi
MADDE 210- (1) Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı bu Kanunun ticaret şirketlerine ilişkin hükümlerinin uygulamasıyla
ilgili tebliğler yayımlamaya yetkilidir. Ticaret sicili müdürlükleri ve
şirketler bu tebliğlere uyarlar. Ticaret şirketlerinin işlemleri, ilkeleri
ve usulü bir tüzük ile belirlenerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı denetim
elemanları tarafından denetlenir.
(2) Diğer
bakanlık, kurum, kurul ve kuruluşlar, ancak kendilerine kanunla tanınan
yetkinin sınırları içinde kalmak şartıyla ve öngörülen amaç, konu ve şekle tabi
olarak, şirketlere ilişkin düzenlemeler yapabilirler. Bu düzenlemeler bu
Kanunun ilkelerine ve sistemine aykırı olamaz. Söz konusu düzenlemelerin bu
Kanunun ticaret şirketlerine ilişkin hükümlerini ilgilendirmeleri hâlinde
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının yazılı uygun görüşü alınır. Bakanlık düzenlemeyi
kanuna uygunluk yönünden inceleyerek görüşünü en geç otuz gün içinde yazılı
olarak ilgili bakanlık, kurum, kurul veya kuruluşa bildirir; süresi içinde
bildirilmemişse görüş olumlu kabul edilir.
(3) Kamu düzenine
veya işletme konusuna aykırı işlemlerde veya bu yönde hazırlıklarda ya da
muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunduğu belirlenen ticaret şirketleri hakkında,
özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığınca, bu tür işlem, hazırlık veya faaliyetlerin öğrenilmesinden
itibaren bir yıl içinde fesih davası açılabilir.
TİCARET ŞİRKETLERİNİN
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK [5]
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu
Yönetmeliğin amacı, ticaret şirketlerinin denetime tabi işlemlerini belirlemek
ve bu işlemlerin Bakanlıkça denetlenmesine ilişkin ilkeleri ve usulü
düzenlemektir.
(2) Bu Yönetmelik, 13/1/2011
tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre kurulan ve faaliyet gösteren
ticaret şirketleri ile kuruluşları ve faaliyetleri diğer kanunlarla düzenlenen
ticaret şirketlerinin, Kanuna tabi işlemlerinin denetlenmesini kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu
Yönetmelik, 6102 sayılı Kanunun 210 uncu maddesinin birinci fıkrasına
dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu
Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret
Bakanlığını,
b) Başkanlık: Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığını,
c) Denetim elemanı: Gümrük ve
Ticaret Başmüfettişi, Gümrük ve Ticaret Müfettişi ile Gümrük ve Ticaret
Müfettiş Yardımcısını,
ç) Denetim kanıtı: Ticaret
şirketlerine ait ticari defterler, finansal tablolar, raporlar ve muhasebe
kayıtları da dahil olmak üzere tüm yazışmalar, kayıtlar ve belgeler ile denetim
kapsamında diğer gerçek ve tüzel kişilerden elde edilen bilgi ve belgeleri,
d) Genel kurul: Anonim, limited,
sermayesi paylara bölünmüş komandit ve kooperatif şirketlerdeki genel kurulu,
kollektif ve komandit şirketlerdeki ortaklar kurulunu ve gereğinde ortakların
tümünü,
e) Kanun: 13/1/2011 tarihli ve
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu,
f) Ortak: Anonim şirketlerin pay
sahiplerini, diğer ticaret şirketlerinin ortaklarını,
g) Şirket sözleşmesi: Anonim ve
sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde esas sözleşmeyi, kollektif,
komandit ve limited şirketlerde şirket sözleşmesini ve kooperatiflerde ana
sözleşmeyi,
ğ) Ticaret şirketi: Kollektif,
komandit, anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş komandit ve
kooperatifşirketi,
h) Yönetim organı: Anonim şirketler
ve kooperatif şirketlerde yönetim kurulunu, limited şirketlerde müdürü veya
müdürler kurulunu, kollektif, komandit ve sermayesi paylara bölünmüş komandit
şirketlerde yöneticiyi,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Denetimin Amacı, Denetime Konu İşlemler
ve Denetim İlkeleri
Denetimin amacı
MADDE 4 – (1) Bakanlıkça
yapılacak denetimin amacı; ticaret şirketlerinin Kanuna ve Kanuna
dayanılarakçıkarılan düzenleyici işlemlere uygun işlem yapmalarını sağlamaktır.
Bu amaç doğrultusunda, Bakanlıkça ticaretşirketlerinin kuruluşundan sona
ermesine kadar gerçekleşen tüm işlemlerinin Kanuna ve Kanuna dayanılarak
çıkarılan düzenleyici işlemlere uygunluğu denetlenir, uygunsuzlukların
giderilmesi için rehberlik edilir, cezai sorumluluğu tespit edilenler yetkili
makamlara, hukuki sorumluluğu tespit edilenler de genel kurul gündemine alınıp
görüşülmek üzereşirketin yönetim organına bildirilir ve uygulamada ortaya çıkan
aksaklıkların giderilmesine yönelik tedbirler alınır.
Denetime konu
işlemler
MADDE 5 – (1) Ticaret
şirketlerinin, Bakanlığın denetimine konu işlemleri aşağıda gösterilmiştir:
a) Kuruluş işlemleri,
b) Ticaret siciline tescil ve
ilan işlemleri,
c) Ticaret unvanına ve işletme
adına ilişkin işlemler,
ç) Ticari defterlere ilişkin
işlemler,
d) Birleşme, bölünme ve tür değiştirme
işlemleri,
e) Şirketler topluluğuna,
bağlılığa ve hakimiyete ilişkin işlemler,
f) Genel kurulun çağrılmasına,
toplanmasına, karar almasına, görevlerine ve yetkilerine ilişkin işlemler,
g) Yönetim organının oluşumuna,
toplanmasına, karar almasına, sorumluluğuna, görev ve yetkilerine yönelik
işlemler,
ğ) Denetçinin seçilmesine
ilişkin işlemler,
h) Şirket sözleşmesinin
değiştirilmesine ilişkin işlemler,
ı) Paya ve sermaye koyma borcuna
ilişkin işlemler,i) Menkul kıymet işlemleri,
j) Sermayenin artırılması,
azaltılması ve tamamlanması işlemleri,
k) Finansal tablolara, yıllık
faaliyet raporlarına ve yedek akçelere yönelik işlemler,
l) Kâr, kazanç ve tasfiye payına
ilişkin işlemler,
m) Elektronik ve bilgi toplumu
hizmetlerine ilişkin işlemler,
n) Sona erme ve tasfiyeye
yönelik işlemler,
o) Kanuna dayanılarak çıkarılan
düzenleyici işlemlere konu işlemler.
(2) Bu maddenin birinci
fıkrasında sayılan işlemler, her bir ticaret şirketinin türüne göre ve bu türe
bağlı özellikleri göz önünde bulundurularak denetlenir.
(3) Kuruluşları ve faaliyetleri
diğer kanunlarla düzenlenen ticaret şirketlerinin, bu maddenin birinci
fıkrasında sayılan ancak ilgili kanunları uyarınca münhasıran yetkili bakanlık,
kurul, kurum veya kuruluş tarafından denetlenmesi hüküm altına alınmayan işlem
veya işlemleri Bakanlığın denetimine tabidir.
Denetim
ilkeleri
MADDE 6 – (1) Ticaret
şirketlerinin işlemleri; tarafsızlık, eşitlik, dürüstlük, gizlilik ve mesleki
özen ilkeleri başta olmak üzere aşağıdaki esaslara göre denetlenir.
a) Denetim kanıtlarının
toplanmasında, önyargısız ve tarafsız davranılır.
b) Toplanan kanıtlar, adil ve
nesnel şekilde değerlendirilir.
c) Ulaşılan sonuçlar, yeterli ve
uygun kanıtlara dayandırılır ve bu konuda azami mesleki özen ve dikkat
gösterilir.
ç) Gerektiğinde denetlenenlerin
incelenen işlemler hakkındaki görüşleri alınır.
d) Denetim faaliyetleri yerine
getirilirken kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket edilir.
e) Denetim çalışmaları dürüstlük
ve sorumluluk duygusu içinde yürütülür.
f) Denetim faaliyetlerinin
yürütülmesi ve raporlanması aşamalarında gizliliğe riayet edilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Denetim Teknikleri, Denetim Usulü ve
Düzenlenecek Raporlar
Denetim
teknikleri
MADDE 7 – (1) Denetim
elemanları, yeterli ve gerekli denetim kanıtlarını, aşağıdaki tekniklerin
hepsini veya bir kısmını ya da bunlara benzer diğer denetim tekniklerini
kullanarak toplarlar.
a) Varlık incelemesi: Ticaret
şirketlerinin bilançosunda kayıtlı dönen ve duran varlıkların, fiilen mevcut
bulunup bulunmadığının ve mevcudiyeti saptanan varlıkların ticaret şirketine
ait olup olmadığının doğrulanması işlemidir.
b) Gözlem: Bazı denetim
kanıtlarının elde edilmesi sürecinde, denetim elemanının hazır bulunması ve bu
sürece nezaret etmesidir.
c) Doğrulama: Denetim
elemanının, ticaret şirketi dışındaki kaynaklardan doğrudan doğruya ya da
Başkanlık aracılığıyla yazılı bilgi almasıdır.
ç) Bilgi toplama: Denetim
elemanının, denetim sürecinde ilgililerden yazılı veya sözlü olarak bilgi
almasıdır.
d) Kayıt sisteminin kontrolü:
Örneklemeler yoluyla kaynak belgelerin seçilmesi ve bu belgelerden hareketle
muhasebe kayıt ortamında detaylı inceleme yapılarak işlemlerle ilgili
kayıtların doğruluğunun araştırılmasıdır.
e) Hesaplama: Ticaret şirketine
ait hesaplamaların denetim elemanı tarafından doğrulanmasıdır.
f) Belge incelemesi: İşlemlerle
ilgili tüm kayıt ve belgelerin ayrıntılı olarak incelenmesidir.
g) Örnekleme: İşlemler grubu
içerisindeki kalemlerin bütünü hakkında bilgi edinilebilmesi için bu grup
içerisinde yer alan bazı kalemlerin seçilerek incelemeye alınmasıdır.
(2) Denetim kanıtları, ticaret
şirketlerine ait tüm varlık, kaynak, gelir ve giderlerin gerçek olduğunu ve
bunlara ilişkin bütün işlemlerin doğru tutarlarıyla ve gerçeğe uygun olarak
kaydedildiğini, hakların ve yükümlülüklerin gerçek olduğunu, yapılan işlemlerin
Kanuna ve Kanuna dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlere uygunluğunu tespit
etmek amacıyla toplanır.
Denetim usulü
MADDE 8 – (1) Ticaret
şirketlerinin işlemleri, Bakanlık denetim elemanlarınca denetlenir.
(2) Bakanlık, ticaret
şirketlerinin denetimine resen veya ortakların yahut üçüncü kişilerin istem,
ihbar ve şikayetleri üzerine karar verebilir.
(3) Ticaret şirketlerinin
işlemleri, şirketin merkezinde ve gerektiğinde şubelerinde veya ticari
işletmesinde denetlenir. Ancak, denetimin belirtilen yerlerde yürütülmesine
ilişkin koşulların yeterli ve uygun olmaması halinde denetim çalışmaları,
denetim elemanının belirleyeceği yerde sürdürülür.
(4) Denetim çalışmaları, ticaret
şirketine ait teknolojik alt yapının yeterli ve güvenli olması, denetim
elemanınca şirket merkezinde denetim yapılmasına gerek görülmemesi ve
Başkanlığın da uygun görüşü üzerine kayıt ve belgelere elektronik ortamda
erişim sağlanması suretiyle de gerçekleştirilebilir.
(5) Denetim elemanları,
denetledikleri ticaret şirketiyle iştirak, hakim yahut bağlı şirket ilişkisi
içinde olan ve bu Yönetmelik kapsamına giren ticaret şirketlerinin de denetime
dahil edilmesini gerekli görürlerse, durumu gerekçesiyle birlikte Başkanlığa
bildirirler ve bu konuda izin isterler.
Düzenlenecek
raporlar
MADDE 9 – (1) Bakanlık
denetim elemanlarınca yapılan denetimler sonucunda aşağıdaki raporlar
düzenlenir.
a) Teftiş Raporu: Ticaret
şirketlerinin belli bir döneme ait işlemlerinin, örnekleme ve amaca uygun diğer
denetim teknikleri kullanılarak, Kanuna ve Kanuna dayanılarak çıkarılan
düzenleyici işlemlere uygunluğunun incelenmesi sonucunda düzenlenen rapordur.
b) Soruşturma Raporu: Denetim
sırasında, kamu adına soruşturmayı ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun
işlendiğinin öğrenilmesi durumunda yetkili makamlara bildirilmek üzere
düzenlenen rapordur.
c) İnceleme Raporu: Teftiş ve
soruşturma raporlarına konu olmayan hususlarda düzenlenen rapordur.
(2) Denetim elemanlarınca,
birinci fıkra uyarınca düzenlenen raporlar Başkanlık bünyesinde oluşturulan
Rapor Değerlendirme Komisyonlarınca değerlendirilmek üzere Başkanlığa sunulur.
(3) Ticaret şirketlerinin, kamu
düzenine veya işletme konusuna aykırı işlemlerde veya bu yönde hazırlıklarda ya
da muvazaalı iş ve faaliyetlerde bulunduğunun Bakanlık denetim elemanlarınca
tespit edilmesi halinde Bakanlıkça fesih davası açılabilmesi için inceleme
raporu düzenlenir.
(4) Denetim çalışmaları
sonucunda aşağıdaki hususlara ilişkin yapılan tespit ve önerilere teftiş veya
inceleme raporlarında yer verilir.
a) İlgililerin hukuki
sorumluluğunu gerektiren durumların genel kurul gündemine alınarak ortakların
bilgisine sunulması.
b) İdari para cezalarının
uygulanması.
c) Diğer bakanlık, kurul, kurum
ve kuruluşların görev alanına giren ve bunlar tarafından tedbir alınmasını veya
denetim yapılmasını gerektiren durumların yetkili birimlere bildirilmesi.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Denetlenenlerin ve Diğer Gerçek ve
Tüzel Kişilerin Yükümlülükleri
Denetlenenlerin
yükümlülükleri
MADDE 10 – (1) Ticaret
şirketlerinin yönetim organlarının üyeleri, yönetimle görevlendirilen kişiler,
komiteler ve şirket çalışanları; gizli dahi olsa yazılı veya elektronik ortamda
tutulan her türlü defter, kayıt, dosya, tutanak ve belgeleri denetim
elemanlarının talebi üzerine uygun süre içinde vermekle, incelemelerine hazır
bulundurmakla veya gösterecekleri yere getirip denetim elemanınca gerekli
görülmesi halinde tutanak karşılığında teslim etmekle, onaylı örneklerini
vermekle, tutanakları imzalamakla, tüm bilgi işlem sistemini denetim amaçlarına
uygun olarak açmakla, elektronik ortamda tutulan kayıtları okunabilir hale
getirmekle, sözlü veya yazılı olarak sorulan hususlara ilişkin bilgileri ve
cevapları vermekle, para ve para hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep
halinde göstermekle, sayılmasına ve incelenmesine yardımcı olmakla, denetimin
gereği gibi yürütülebilmesi için denetim elemanlarına görevleri süresince uygun
bir çalışma yeri sağlamakla, gereken yardımı ve kolaylığı göstermekle ve diğer
önlemleri almakla yükümlüdürler.
(2) Birinci fıkrada geçen uygun
süre iki iş gününden az on iş gününden fazla olamaz. Bu süre, ticaret
şirketinin işlem hacmi, organizasyon yapısı ve denetimin kapsamı göz önünde
bulundurularak denetim elemanınca belirlenir ve yazılı veya sözlü olarak
ilgililere bildirilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde bu süre denetim
elemanınca uzatılabilir.
(3) Denetim elemanlarınca
istenilen defter, kayıt ve belgeler ile bunlara ilişkin bilgilerin belirlenen
sürede verilmemesi veya eksik verilmesi ya da denetim elemanlarının görevlerini
yapmalarının engellenmesi halinde bu fiillerden sorumlu olanlar denetim
elemanlarınca yazılı olarak uyarılır. Uyarı yazısında, verilen süre içinde
yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin Kanunun 562 nci maddesinin dördüncü
fıkrası uyarınca cezai sorumluluk gerektirdiği belirtilir. Söz konusu yazıyı
tebellüğ etmekten kaçınan veya uyarı yazısına rağmen verilen süre içinde
yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında ise kamu adına soruşturma ve
kovuşturma yapılması için soruşturma raporu düzenlenir.
Diğer gerçek ve
tüzel kişilerin yükümlülükleri
MADDE 11 – (1) Kamu kurum
ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamuya yararlı dernekler,
noterler, bankalar, sigorta şirketleri ile diğer gerçek ve tüzel kişiler,
denetimin gereği olarak, denetim elemanı tarafından istenilen bilgileri,
belgeleri, kayıtları ve raporları gerek elektronik ortamda gerekse de yazılı
olarak vermekle ve gerekli yardımı sağlamakla yükümlüdürler.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Denetim
elemanlarının görevlendirilmeleri ve diğer hususlar
MADDE 12 – (1) Denetim
elemanlarının görevlendirilmeleri, çalışma biçimleri, düzenlenen raporların
değerlendirilmesi ve raporlar üzerine yapılacak işlemler, 3/6/2011 tarihli ve
640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi uyarınca Bakanlıkça hazırlanacak
yönetmelikte düzenlenir.
Ticaret
şirketlerinin tüzel kişiliğinin sona ermesi halinde denetim
MADDE 13 – (1) Tüzel
kişiliği sona eren ticaret şirketlerinin işlemleri, defterlerin ve belgelerin
saklanma süresi göz önünde bulundurularak bu Yönetmelik hükümlerine göre
Bakanlıkça denetlenebilir.
Yürürlük
MADDE 14 – (1) Bu
Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 15 – (1) Bu
Yönetmelik hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.
[1]
Sirkülerin Sonuna eklenmiştir.
[2]
Şubat sonuna kadar hazırlanması gereken rapor. Genel kurulda onaya sunulacak
olan. Burda da diğer şirketlerle ilgili bilgilerin intikal ettirilmesi
zorunludur.
[3] Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2/1.
Maddesi uyarınca.
[4] Sirküler
Ekine alınmıştır.
[5] Resmi Gazete
Tarih ve No: 28 Ağustos 2012 – 28395
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder